Gemiler Alanyadan ayrılıp Mısır ve Kıbrıs istikametinde yola çıkmışlardı. Ambarlar odun,fasulye, susam tohumu, çeşitli meyve ve yemişlerle doluydu. Bunlar önceki yolculuklar sırasında tuz, sabun, yağ ve uzak ülkelere ait süs eşyaları ile takas edilmişlerdi. Tüccar ŞerifAli Ahmet ağa yine Mısırdan yaptığı bir yolculuktan Alanya ya muz meyvesini getirdi ve onu arka bahçesine ekti. Muz ağacı ilk meyvelerini vermeye başladığında ŞerifAli Ahmet ağa ailesini muzların zehirli olabileceği ve kesinlikle yenmemesi gerektiği konusunda uyardı. Daha sonra olgunlaşan muzlar ağaçtan düşmeye başladılar ve nihayetinde karıncalar ve diğer böcekler tarafından yendiler. Bunu gören evin hizmetcisi muzların zehirli olmadığını farketti. Bu yeni meyvelerden bir tanesini denemeye karar verdi. Hizmetci meyveyi çok beğendi ve hemen gidip diğerlerine haber verdi.
Böylelikle muzların zehirli olduğu söylentisi sona erdi ve Alanya ilk muz üretimine başlamış oldu. 1920 yılında bu meyveye olan rağbet iyice artmaya başladı ve muz tarlası sayısı farkedilir biçimde arttı. Türkiyede muz üretimi Akdeniz kıyısında Manavgat’tan Alanya ya ve Anamur’a kadar uzanan 200 km.lik bir alana yayılmlştır. Bu kıyı şeridi Türkiye de muz üretimi için doğru iklim koşullarına sahip tek yerdir. Muz nemli bir iklim ve bol su’ya ihtiyaç duyan oldukça kırılgan bir meyvedir. Kış yaklaşırken hava koşulları dengesizleşmeye başladığından muz ağacını korumak amacıyla etrafına naylon geçirilir. Muz’u yılda iki kez hasat etmek mümkündür ve bir muz ağacı her hasat zamanı 75 kilo muz verebilir. Türkiye’de her yıl 40.000 ton muz üretilir. Bu ülke içindeki pazar talebini dahi karşılamaya yeterli değildir.
MUZ'DAN BILGILER
Muzlar Hakkında Duyup Duyabileceğiniz En İlginç 18 Bilgi